«ЖАСТАР ЖӘНЕ ҒЫЛЫМ: БҮГІНІ МЕН БОЛАШАҒЫ»
Студенттер, магистранттар, докторанттар мен жас ғалымдарды 72-Республикалық ғылыми-тәжірибелік конференциясы
Сәуір, 2019
66
Öner Fatih
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
Çağdaş Türk Lehçeleri Ve Edebiyatları bölümü
Danışmanı: Prof. Dr. Abdirasilova Gulmira Kalıbaikyzy
Kazak Ulusal Kızlar Pedagoji Üniversitesi
TÜRK ROMANLARINDAKI GÜZEL SÖZLER VE AÇIKLAMALARI
ТҮРІК РОМАНДАРЫНДАҒЫ КӨРКЕМДЕУІШ ҚҰРАЛДАР ЖӘНЕ ҚОЛДАНЫСЫ
Түйіндеме: Бұл мақалада бірнеше түрік романдарындағы жазушылардың сөз қолданыс тәсілі, сөз
саптау мәнеріндегі көркемдегіш троптарға мысал келтіре отырып талдау жасалғаны туралы сөз болады.
Abstract: In this article, it is about how a few Turkish novels have been analyzed by way of illustration, using
an illustration
of the artistic tropics in the word style.
Көркем шығармада композициялық тұтастық, образдар жүйесі тілдік құралдар арқылы
беріледі.Көркем шығарма тілінің бүгінгі даму мен шарықтауы арынды да тым асқақ. Әсірелеп
айтқанда, ол бейне бір тау басынан нәр алып, сай-салалармен сарқырап құйылып жатқан бұлақ
суларымен молығып, толықси аққан үлкен өзен арнасын көз алдыңа елестететін сияқты. Әрине,
көркем шығарма тілі – қыры да, сыры да мол дүние. Әрбір қалам қайраткерінің, табиғи талантын,
дүниетанымын, қабілетін, білім дәрежесін былай қойғанда, сөз өнерінде өзіндік қолтаңбасы, сөз
қолданыс тәсілі, сөз саптау мәнері бар. Көркем сөздің жан дүниемізге рухани нәр беріп, әсерлі де
әсем сезім ұялататын сиқырлы сыры оның эстетикалық қызметіне байланысты. Сөз қолданыстың сан
алуан тәсілдері мен шынайы шеберліктің өнегесін біз, міне, осы романдардан айқын көреміз. Әрбір
жазушының әр қырынан көрінер, өзгеден дараланар өзіндік сөз өнері, топ жарған таланты сарапқа
салынар кезі тілдің осы қызметіне байланысты. Көркем шығарма тілін, стильдік ерекшелігін
зерттеуде, ішкі монологтың берілу жолдарын талдап көрсету тек әдебиеттану ғылымы үшін ғана
емес, лингвистика ғылымы саласы үшін де аса қажет. Сол себепті көркем шығарманың стилін, мәтін
құрылымын тілдік тұрғыда зерттеу -бүгінгі күннің өзекті мәселелерінің бірі.
Bu yazımda Türk Romanlarında ki güzel sözler ve açıklamalarına değindim. Bilindik yazar ve
şairlerin ruhlarında ki; yalnızlık, sevgi ve aşkın, hayatın, kalemle buluşmasının güzelliğini ele almaya
çalıştım. İnsanın içine dokunan roman aralarında ki sözleri bulup, derin anlamlarından anlam çıkarıp sizlere
sundum.
Hepimizin yaptığı bir şeydir bir kitap okuyorsak, elimizde mutlaka bir kalem olur, romanda iki söz
ararız kendimizi anlatan iki söz. Bulur bulmaz altını çizer ve her okuduğumuzda farklı anlamlar çıkarmaya
çalışırız. İşte bu makalemde herkesce altı çizilen sözleri derledim. Evrensel niteliği taşıma özelliği ile de
dikkat çeken sözlerin ne demek istediğini anladığım şekilde sizlere sundum.
Halil CİBRAN-Kum ve Köpük
“Veriyor, ama verirken verdiğin kimsenin utancını görmemek için yüzünü çeviriyorsan, o
zaman gerçekten merhametlisindir.”
1
Açıklama: Merhamet ne güzel şeydir değil mi? En çirkin insanı güzel, en yoksulunu zengin eder.
Allah tüm canlıların kalbine merhamet tohumlarını ekmiştir. Önemli olan hangimizin bu tohumları
büyüttüğü, hangimizin su bile vermeden kurumasını izlemesidir. Halil Cibran’ın bu alıntısı ise birine yardım
ederken onun onurunu düşünerek el uzatan kişi, asıl merhametlidir diyor. Birine yapılan yardım onun
gururunu incitecek ölçüdeyse, o insanda ne merhametten söz edilebilir ne vicdandan.
Nazan BEKİROĞLU-Nar Ağacı
“Bir sıkıntının geçeceğine duyulan güven, ona dayanmanın tek çaresiydi.”
2
Açıklama: Hepimizin hayatında sıkıntılar var, hiçbirimizinki gül bahçesi değil. Fakat derdi veren
Allah dermanını da veriyor. Bu hep böyle oldu ve dünya döndüğü sürece de böyle olacak. İnsan içinde o
sıkıntının geçeceğine dair oluşan bu his, tüm zorlukların üstesinden gelme ve dayanma gücü verir. Yoksa
insan başka türlü nasıl dayanırdı ki hayatın bunca oyunlarına?
1
Cibran Halil “Kum ve Köpük” İstanbul 1998.
2
Bekiroğlu Nazan “Nar Ağacı” İstanbul 2012.
«ЖАСТАР ЖӘНЕ ҒЫЛЫМ: БҮГІНІ МЕН БОЛАШАҒЫ»
Студенттер, магистранттар, докторанттар мен жас ғалымдарды 72-Республикалық ғылыми-тәжірибелік конференциясы
Сәуір, 2019
67
Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna
“Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.”
Açıklama: Her sayfası alıntılarla dolu, muhteşem bir aşk kitabıdır Kürk Mantolu Madonna. Sevgili
Sabahattin Ali de aşkı en güzel anlatan yazar ve şairlerimizden biridir. Hani hep derler ya seni deliler gibi
seviyorum diye. Deli olmak aklın yerinde olmamasıdır, kontrolsüzlüktür, ehliyetsizliktir… Halbuki insan
sevdiğini gayet aklı başında sevmelidir. Bilerek, farkında olarak ve tadını çıkararak.
Hakan GÜNDAY-Kinyas ve Kayra
“Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan
geçtim aralarından...”
Açıklama: Bu alıntı, Hakan Günday’ın ilk romanı olan Kinyas ve Kayra kitabının en bilinen ve birçok
insanın kendini bulduğu kısmıdır. Yalnızlık daha güzel tasvir edilemezdi sanırım. Hepimiz yalnız geliyoruz
dünyaya. İçimizden şanslı olanlar aşık oluyor, aşklarına karşılık buluyor ve çoğalıyorlar, kısacası mutlu
geçiriyorlar dünya denen bu alemi. Bazılarımız ise koskoca dünyada, onca insan arasında kendi ruh eşimizi
bulamıyoruz. Hepsinin arasından sıyrılarak, geldiğimiz gibi geri gidiyoruz.
Necip Fazıl KISAKÜREK-ÇİLE
“Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış; Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış.”
Açıklama: En önemli şairlerimizden biri olan Necip Fazıl Kısakürek, Allah yoluna adadığı ömrünü
şiirlerine harika bir şekilde aktarmıştır. Aslında hepimizin amacı Allah’ı aramak ve bulmak. Dünyalar kadar
servetimiz olsa, tüm kainat bizim olsa kaç yazar? Nasıl olsa günün birinde hepimiz gideceğiz hak aleme. O
yüzden asıl meselemiz Allah’ı aramak olmalıdır, geri kalan her şey değersiz işlerdir. Çile, Necip Fazıl’ın
başyapıt eserleri ve en iyi şiir kitapları arasında yer almaktadır.
Yusuf ATILGAN-Aylak Adam
“İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri ama olamadıkları
kişiyi anlatırlar.”
Açıklama: İnsanlar çoğu zaman kendilerine bir hedef belirlerler ve o noktadaki kişi gibi olmak isterler.
Hatta bazen öyle abartırlar ki sadece düşünceden ibaret olan bu hayalleri gerçekmiş gibi görürler. Ve bir süre
sonra kafalarında kurdukları kişiye kendileri de inanmaya başlar. Olmak istedikleri kişiyi anlatırken,
kurdukları yalanların farkına bile varmazlar.
Nazım Hikmet RAN-Henüz Vakit Varken Gülüm
“Yani öyle ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin. Hem de öyle
çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için.”
Belli bir yaştan sonra insanlar genelde hayata karşı umudunu kaybeder. Daha az alışveriş yapar, yeni
başlangıçlar yapmak istemez. Ömrünün az kaldığı düşüncesi onu yavaş yavaş karamsarlığa sürükler. Oysa
hayat karamsarlığı kabul etmeyecek kadar güzeldir. Ne diyor Türk şiirinin duayenlerinden Nazım Hikmet;
70 yaşında bile zeytin ağacı dikebilmelisin, hem de çocuklar için değil, kendin için!
Kaynakça:
1. Cibran Halil “Kum ve Köpük” İstanbul 1998.
2. Bekiroğlu Nazan “Nar Ağacı” İstanbul 2012.
3. Ali Sabahattin “Kürk Mantolu Madonna” İstanbul 1998.
4. Atılgan Yusuf “Aylak Adam” İstanbul 1959.