84
gelecek tüm tehlikelere karşı koruyacağını üstlenmiştir [3. s. 397].Diğer tarafta ise, Ruslardan kalan cephaneyi
elde ederek güçlenen Şaumyan Hükümeti, Türk Ordusunun Kars, Ardahan ve Batum’a doğru ilerlemesini
durdurmayı planlamıştı.
Ancak bu hedefl erini gerçekleştirmek için bölgedeki Türklerin yok edilmesi gerekliydi. Bu amaçla 30
Haziran 1918 tarihinde Hazar Denizi’nde demirleyen Evelina adlı geminin Müslüman tayfalarının Sovyet
Hükümetine karşı ayaklanacağı iddiaları ile Müslüman halk üzerine saldırıya geçmişlerdi. Kısa süre içinde
on beş binden fazla Türk ve Müslüman, Ermeniler ve onların destekçileri olan Bolşevik ve Menşeviklere ait
olan kuvvetler tarafından yok edilmişti [4. s. 18-19].Enver Paşa, Şubat 1918’de Cenubi Kafkasların bütün
Müslüman ve Türkleri korunması için VI. Ordu Komutanlığına «Dağıstan, Türkistan ve Rusya’ya bağlı İslam
memleketlerinin muhtaç olduğu yardımı tez arada teşkilatlı, düzenli bir şekilde gerçekleştirmek» maksadında
«Kafkas İslam Ordusu’nun» kurulmasını ileri sürer [5. s. 77]. Bu konuda Azerbaycan’dan gelen heyet içindeki
Naki Şeyhzamanlı, Türkiye’ye gelişi ve «Kafkas İslam Ordusu’nun» kuruluşu hakkındaki verdiği bilgiler çok
önemlidir. «Bab-ı Ali’ye geldik. Saat beşte Talat Paşa’nın huzuruna kabul edildik. Sevincim ve heyecanım
birbirine karışmıştı. Büyük bir salon ve bir de masa vardı. Talat Paşa masanın ortasında sağ tarafında Enver
Paşa ve sol tarafında ise Halil Bey vardı. Masaya yakın gelerek selamlaştık ve el sıkıştık. Bize oturacağımız
koltukları gösterdi bizde oturduk. Ben kendimizle getiren evrakları çıkararak Talat Paşa’ya sundum. Aldı
okudu ve evrakın üstündeki ay yıldızlı mührün hoşuna gittiğini hissettim. Talat Paşa belgeyi Enver Paşa ve
Halil Bey’e göstererek mühürdeki ay yıldızın güzelliğine bir bakın» dedi.
Aynı zamanda N. Şeyhzamanlı Türk yetkililerine başvurduğu zaman «Azerbaycan uzun zamandır Rusya
boyunduruğu altında kalması, halkın çektiği zorluklar ve askeri güçten mahrum bırakılması, günümüzdeki
teşkilatlanmada bize tecrübesizlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle Türkiye’den harbi yardım
edilmesini talep ediyoruz. Fakat yardım sadece harbi değil aynı zamanda tecrübeli subayların gönderilmesini
de istediler. Bu subaylar sayesinde Azerbaycan askerlerini eğiterek kendi kuvvetlerimizi oluşturmak istiyoruz»
[6. s. 28] demekteydi. Ve devam ederek kendisini ertesi gün Enver Paşa’nın Harp Nazırlığı binasında güler yüzle
karşıladığını ve dünkü konuştuklarımızdan memnun kaldığını söyledi. Nihayet «Kafkas İslam Ordusu’nun»
kurulması hakkında karar verildiğini de iletti. Aslında «Kafkas İslam Ordusu’nun» kurulmasını Enver Paşa
daha Mart 1918 başlarında düşünmüştü [1. s. 124].
Enver Paşa, Kafkaslar üzerine göndereceği «Kafkas İslam Ordusu» için bir komutan arayışına girmiştir. Bu
konuda amcası Halil Paşa’ya danışarak «Kafkas İslam Ordusu’nun» Komutanlığına Nuri Bey mi yoksa Kazım
Karabekir’in mi münasip olacağını sordu. Halil Paşa, bu işe Kazım Karabekir’in daha münasip olduğunu
yazar. 23 Şubat 1918 tarihinde Enver Paşa, Kazım Karabekir Paşa’ya kurulacak Ordunun Kumandanlığını
uhdesine alarak Kafkasya’ya gitme teklifi ni sunar. Ancak Kazım Karabekir Paşa, Erzurum’un kurtuluşu
vazifesini birinci planda gösterip bu işi bu cepheden yapmak istediğini söyleyerek söz konusu görevden affını
istemiştir [5. s. 86].
Yine Naki Bey’in hatıratına bakarsak, Enver Paşa «Kafkas İslam Ordusu» Komutanlığına Prens Faruk’u
düşünmüş. Fakat bu Azerbaycanlı heyet tarafından pek de hoş karşılanmadığını ve Naki Bey’in Enver Paşa’ya
gelerek «Paşam, sizin ile açık konuşmak istiyorum. Biz Kafkasya Türkleri iki kuvvete inanıyoruz. Önce
yaradan Allah’a ve sonra da siz Enver’e. Duyduğuma göre sizin Nuri adında bir kardeşiniz varmış. Sizden rica
ediyorum. Kafkasya’ya gidecek askeri teşkilatın başına Nuri Beyi tayın ediniz. Paşam, ülkemiz dünyanın en
zengin parçalarından biridir. Koskoca Rusya’nı kudurtan, sağa sola saldırtan Bakü petrolüdür ki yüzde yetmişi
biz Azerbaycan Türklerinindir. Halk zeki ve çalışkandır. Aynı zamanda kahramandır. Bir de Paşam, sizin
Kafkasya’ya gidecek askerlere kumandan tayın ettiğiniz prensi her akşam Pera Palas otelinin salonunda içki
içip dans ederken görüyorum. Kafkasya’da böyle hallerden hoşlanmazlar» [7. s. 109] dediğini yazmaktadır ve
bu yeni kurulacak ordunu komutanın değişikliğine de sebep olduğunu görmekteyiz.
Enver Paşa Naki Bey’in bu dediklerinden sonra telefonu alarak Kafkasya’ya gidecek olan subayların içki
kullanmayanlarından olması ayrıca içki kullanmayacaklarına dair taahhütname alınmasına emretti. Ayrıca bu
ordu için «Nuri daha çok gençtir» [8. s. 227], bu nasıl olur? Diye sormuş. Naki Bey de «Paşam, Nuri Paşa’nın
Trablusgarp’taki faaliyeti hakkında buradan kimseden bilgi almadım. Fakat Rus kamuoyu Nuri Bey’den ve onun
yaptığı faaliyetlerinden uzun-uzun bahsediyorlar. Bir de sizin kardeşiniz olması yeterli» diye cevap vermiş.
Enver Paşa, eninde sonunda gerçekleştirmesi gerektiği bu büyük emellerini anlayacak ve bu yolda yılmadan
çalışacak iki kişi üzerinde durdu. Bunlardan birisi Küt’ül Ammare kahramanı amcası Halil Paşa, diğeri ise
kardeşi Yarbay Nuri Bey’di. Halil Paşa, görevinden istifa eden Vehip Paşa’nın yerine Şark Orduları Grubu
Komutanlığına atanmıştı. Afrika Grupları Komutanlığı Merkezinin bulunduğu Mısrata’da görevli bulunan
Yarbay Nuri Bey’i «Kafkas İslam Ordusu» Komutanlığına getirdi. Ancak Nuri Bey Yarbay rütbesinde olduğu
için, bu rütbede olan bir askerin Tümen Komutanlarının bulunacağı böyle bir orduda Kolordu Kumandanlarını
emri altına akması askeri açıdan hiç uygun değildi. Nuri Bey’in askeri rütbesinde değişikler yapılarak Fahri
85
Ferikliğe yükseltildi [9. s. 134]. Aynı zamanda Padişah V. Mehmet Reşat tarafından kendisine «Kafkas İslam
Orduları Komutanı» olduğunu ve Kafkaslarda Padişah adına askeri ve siyasi faaliyetlerde bulunabileceğini
bildiren bir ferman verilmiştir. Fermanda Kafkas Müslümanlarına hitaben «Fahri Ferikan ve Yaveranımdan
Nuri Paşa’yı nezdinize gönderdim Müşarün-ileyh askeri ve siyasi hususatta size mercidir» deniliyordu [10. s. 72].
Nuri Paşa 25 Mart 1918’de uçakla Musul’a geldi. Ayrıca kendisinin seçtiği yirmi subay da Musul’a gitmek için
İstanbul’dan ayrılmış vaziyette idiler.Kafkas İslam Ordusu’nun kuruluş çalışmaları ve komutanlın görevlerine
ilişkin bir talimatname hazırlandı. Bu talimatname 5 Nisan Başkomutan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa
tarafından imzalanmış olup on iki maddeden oluşmaktaydı. Kafkas İslam Ordusu için ilk etapta VI. Ordu’dan
sağlanan subaylarla birlikte Azerbaycan’a ulaşmak için 8 Nisan 1918’de Musul’dan yola çıkmıştır. Revandiz,
Savuçbulak ve Tebriz yolu ile Azerbaycan’ın Zengezur mıntıkasına ulaştılar. Nuri Paşa ve beraberindeki heyet
Azerbaycan topraklarında halk tarafından büyük coşkuyla karşılandı. 20 Mayıs 1918 tarihinde Padişahın
kendisine verdiği ve Kafkas Müslümanlarına hitaben yazmış fermanını yayınladı. Kafkas İslam Ordusu’nun
genel karargâhı için Gence seçildi ve hemen ordunun vücuda getirilmesi hemen işe başladılar.
Mehmet Emin Resulzade Nuri Paşa’nın Gence’ye gelişini şöyle tasvir ediyor: «O zamanlar Azerbaycan
halkı bir taraftan Bolşeviklerin bir taraftan da anarşistlerin tehlikesine maruz kalmıştı. İşte böyle kötü günde
Nuri Paşa’nın Gence’ye gelmesi gökten inmiş bir melek gibi halk tarafından karşılanmıştır. Gence, tarihinde
böyle bir olaya hiçbir zaman şahit olmamıştır» [11. s. 18] diyordu. Gence’ye gelen «Kafkas İslam Ordusu»
heyeti Enver Paşa tarafından imzalanarak hazırlanan talimata göre teşkilat yapmaya başlamış, ayrıca mülki,
adli ve sair hususlardaki elemanların gelmesi için de girişimlerde bulunmuştur. 15 Haziran 1918 itibariyle
Musul’da, VI. Ordu’dan Kafkas İslam Ordusu teşkilatı için Gence’ye çoğu subay olmak üzere 149 subay
ve memur, 488 astsubay ve er gönderilmişti ve geri kalan subay ve astsubaylar ise Haziran ayı sonuna kadar
Azerbaycan’a gönderileceklerdir.
Kafkas İslam Ordusu talimatnamesinin on birinci maddesi gereğince subaylar bulundukları rütbenin bir
üstüne sahip olacaklar ve Kafkasya’da bulundukları sürece fahri rütbelerinin yetkilerini kullanabileceklerdi.1918
yılının yaz ve sonbaharında Azerbaycan ve Osmanlı Ordu birlikleri Bakü’yü azat etmek için, Türk ve Müslüman
ahaliyi soykırımdan kurtarmak maksadında hücümlara başladı. İngilizler Bakü’yü terk etmeye mecbur kaldılar
ve 15 Eylül’de Kafkas İslam Ordusu Bakü’yü işgalden kurtardı [12. s. 164-165]. Türk Askerlerinin yardımıyla
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, ülkenin tabi payitahtı Bakü’ye taşıdılar [13. s. 31].
Sonuç
Evvela günümüz veya dönemin siyasileri ve tarihçilerinin zihninde Birinci Dünya Savaşı’nın sununa
yaklaştığı bir dönemde Kafkas Harekatı’nın isabetli bir karar olup olmadığı tartışmaya açık bir konudur.
Tartışmaya meydan vermemek için bu olayı o zamanın şartları içinde değerlendirdiğimiz takdirde bırtakım
sonuşlara ulaşabiliyoruz. Bu günlerde Kafkaslar sa yaşanan olayların bir benzerinin, o dönemde daha genel
bir şekilde ceryan ettiğini hatırlamakta bir fayda vardır. Bolşevik Ermeni ve rusların 18 Mart 1918’de Baku’de
gerçekleştirdiği katliamda 12.000 yerli Müslüman öldürülmüştü. Bu tablo karşısında Enver Paşa, sürekli yardım
feryatlarının yükseldiği Kafkasya’ya savaşın sürdüğü bir ortamda ilgisiz kalmamıştır. Neticede 15 Eylül’de
Kafkas İslam Ordusu Bakü’yü işgalden kurtardı. Türk Askerlerinin yardımıyla Azerbaycan Demokratik
Cumhuriyeti, ülkenin tabi payitahtı Bakü’ye taşıdılar. Bu nedenle Enver Paşa’nın bu kararı aynı zamanda
savaş sırasında ümitsizliğe kapılmış Osmanlı tebasının moralini kısmen de olsa düzeltmiş, orduyu yeniden
canlandırmış, millete geleceğe dair yeni ümitler vermiştir desek galiba yanılmıyoruz.
Kaynaklar:
1. Aslan Turlybek, Enver Paşa 1918-1922, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 2013.
2. Akif Aşırlı, Cumhuriyet Dövrü Matbuatında Kafkaz İslam Ordusu, Nurlan Yayınları, Bakı 2007.
3. Altay Göyüşov, «Kafkaz İslam Ordusunu Dağıstan Harekâtı», Ed: Mehmet Rıhtım, Mehman Süleymanov,
Azerbaycan Halk Cumhuriyeti va Kafkaz İslam Ordusu, Kafkaz Universitesi Kafkaz Araşdırmaları İnstitutu
Naşriyyatı, Bakı 2008.
4. Mehmet Emin Resulzade, Rusya’da Siyasi Vaziyet, Haz. Cem karakılıç, Tuğba Tombuloğlu, Yom Yayınları,
Şanlıurfa 2005.
5. Sofi yeva Kamala Mahadkızı, Osmanlı Ordusunun Kafkaz Harekâtı va Onun Azerbaycanda Xilaskar Rolu, Bakı
Universiteti Naşriyyatı, Bakı 2007.
6. Mehman Süleymanov, Nuri Paşa, Kafkaz Universiteti Kafkaz Araşdırmaları İnstitutu Naşriyati, Bakı 2008.
7. Nağı Şeyxzamanlı, «Türkianin Yardımını Temin Etmek», Haz: Nasiman Yaqublu, Bakının Kurtuluşu (Bakının
Kurtuluşunun 90 İlliyina), Elm va Tahsil Yayınları, Bakı 2010, s. 109.
Достарыңызбен бөлісу: |